‘Suyu çok tüketen sanayiciler kapıya kilit vuracak’
İstanbul ve Trakya’daki Barajlarda Su Seviyeleri Kritik Seviyede
Son yıllarda Türkiye genelinde küresel ısınma ve iklim değişikliği etkileri yoğun şekilde hissediliyor. Bu durum mevsim yağışlarında düşüş yaşanmasına yol açıyor.
Özellikle sonbaharda beklenen yağışların alınamadığı, İstanbul’un içme suyuna katkı sağlayan 10 barajın doluluk oranının yüzde 27’lere, Trakya’daki barajlarda ise yüzde 40’lara kadar düştüğü görülüyor.
“Mevsim Normalleri Altındaki Yağışlar Barajları Tehdit Ediyor”
NKÜ Çorlu Mühendislik Fakültesi’nden Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, iklim değişikliğiyle birlikte yaşanan mevsim normallerinin altındaki yağış miktarlarının barajlardaki su seviyelerini olumsuz etkilediğine dikkat çekerek, “Trakya bölgesindeki 14 barajın yüzde 40’ın altına düştüğü bir dönemdeyiz. Bazı barajlarda ise seviyeler daha da düşük. İstanbul’un su ihtiyacını karşılayan barajlarda ise doluluk oranı yüzde 26’larda seyrediyor. Bu durum, hem yağışların beklenenin altında olmasını hem de şiddetli yağışların artış göstermesini işaret ediyor. Bu aşırı yağışlar, su seviyelerine yeterince katkı sağlayamıyor ve su kaynaklarını tehdit ediyor” şeklinde konuştu.
“Su Stresi Yaşayan Bir Ülkeyiz”
Su seviyelerindeki azalmanın günlük su tüketimini de etkilediğini vurgulayan Prof. Dr. Tecer, “Barajlardaki su seviyesi düşüşü, evsel, tarımsal ve endüstriyel kullanıma yönelik suyun azalması anlamına geliyor. Artık su zengini olmaktan çıktık, su stresi çeken bir ülkeyiz. Bu durum, su tasarrufu yapmamız gerektiğini gösteriyor. İklim değişikliğine uyum sağlamak adına yetkililerin acil eylem planları oluşturması ve suyu verimli kullanma yollarını hayata geçirmesi gerekmektedir. Su kaynaklarının alternatif yöntemlerle korunması ve tasarruflu kullanımı için adımlar atılmalıdır” dedi.
“Tasarruflu Su Kullanımı Hayati Öneme Sahip”
Prof. Dr. Tecer, günlük su tüketim alışkanlıklarını değiştirme gerekliliğine işaret ederek, “İklim değişikliği ile mücadelede küresel ve yerel tedbirler alınabilir ancak bireysel olarak su tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirmeliyiz. Daha verimli ve tasarruflu bir su kullanımı için bilinçli tercihlerde bulunmalı, suyun önemini kavramalı ve yaşantımıza bu doğrultuda yön vermeliyiz. Endüstriyel ve ticari alanlarda da suyun geri kazanımı ve daha verimli teknolojilere geçiş önem taşımaktadır. Bireysel ve kurumsal olarak suyun etkili kullanımı için gereken adımların atılması su krizinin önüne geçebilir” şeklinde konuştu.
“Suyu Geri Kazanmadan Tüketmek Lüks Olmaktan Çıkıyor”
Tekirdağ‘da sanayide kullanılan suyun geri kazanılması gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Tecer, “Günde 700 bin metreküp su tüketilen bu bölgede 450 bin metreküpü sanayi faaliyetlerinde kullanılıyor. Bu suyun artık geri kazanılması ve tekrar kullanılması gerekiyor. Eğer bu adım atılmazsa, su stresinin artmasıyla birlikte su kaynaklarının tükenmesi kaçınılmaz olacaktır. Sanayicilerin su tüketim alışkanlıklarını gözden geçirmesi ve suyun geri kazanımı konusunda adımlar atması kritik öneme sahiptir” ifadelerini kullandı.