Merkez Bankası açıkladı: FAST sisteminde yeni dönem

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın websitesinde TCMB Ödeme Sistemleri ve Finansal Teknolojiler Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Bilgehan Kürşad Öz, Bilişim Uzman Yardımcıları Mustafa Mert Aşkaroğlu ve Enes Karayel ile Danışman Ahmet Semih Tunalı tarafından hazırlanan bir analiz yayımlandı.

Analize göre, TCMB, 2020 yılında Merkez Bankası Dijital Parası (Dijital Para) için faaliyetlerine kavram ispatı çalışmaları yaparak başlamış ve kavram ispatı çalışması başarıyla tamamlandıktan sonra Merkez Bankası Dijital Türk Lirası AR-GE Projesi ile çalışmalara devam etmiştir.

Analizde, dijital Türk lirasının dolaşıma girmesinin ardından tamamlayıcı bir ödeme kanalı oluşturulması, finansal kapsayıcılık oranının artırılması, yeni kullanım alanları için bir temel oluşturulması ve ödemelerde bölünmüşlüğün azaltılması gibi çeşitli katkılar sağlaması beklenmektedir.

Analizde belirtilen mevcut dijital ödeme sistemleri üzerinden finansal kuruluşlar aracılığıyla vatandaşlara sunulan ödeme sistemleriyle ilgili şu değerlendirme yapılmıştır:

“Mevcut dijital ödemelerde kullanılan banka parasının yanı sıra dijital para sistemi ile Merkez Bankası parasının da dijital olarak anlık ve 7/24 dolaşımı sağlanacak. Ülkemizde bankacılık sistemine geniş erişim ve katılım olduğu göz önüne alındığında, finansal kapsayıcılığın projenin öncelikli hedefleri arasında olmadığı düşünülmektedir. Ancak dijital Türk lirası, her vatandaşın dijital para hizmetine erişebilmesini sağlayarak önemli bir fırsat sunacaktır. Vatandaşlar, dijital para hizmetine erişim için kullandıkları finansal aracı kurumlara ödeme işlemleri yönünden bağımlı olmayacaklardır.”

FAST’A ALTERNATİF

Analizde, TCMB’nin dijital Türk lirasını anlık ödeme sistemi FAST’a paralel ayrı bir çözüm olarak planladığı vurgulanmış ve şu bilgiler paylaşılmıştır:

“Vatandaşların kullanımına sunulan dijital merkez bankası parası ile tamamlayıcı bir ödeme kanalının mevcut olması, parasal egemenliğin sürdürülmesine yardımcı olabilir ve hem kullanıcı tercihleri için çeşitlilik hem de olağanüstü durumlar için yedeklilik sağlayabilir.

Var olan ödeme sistemleri altyapısı üzerine inşa edilen ve merkez bankası parasını kullanıcıya sunan ek bir ödeme kanalının kurulması mümkündür ancak böyle bir çözüm, mevcut sistemlere doğrudan bağımlılık nedeniyle istenilen yedekliği sağlayamayabilir. Bu bağlamda, dijital para için ayrı bir sistem geliştirilirken, dijital para ve kaydi para arası dönüşümler için mevcut TCMB ödeme sistemleriyle entegrasyon da sağlanacaktır.”

Yaygın bankacılık sistemi katılımına rağmen dijital ödemelerin ve erişimin geliştirilmesi için hala fırsatlar olduğu belirtilen analizde, dijital paranın nakit özelliklerini de içeren bir biçimde, banka hesabı bulunmadan da herkes tarafından kullanılabileceği ifade edilmiştir.

Analize göre, bu nedenle dijital Türk lirası hesapları için banka hesabı gerektirmeyen bir model tasarımın öne çıktığı belirtilmiş ve iki katlı bir modeli izlerken ödeme ve transfer işlemleri için belirli bir finansal aracı kuruma bağımlılık oluşmaması hedeflenmiştir.

“DİJİTAL PARA YEKNESAKLIK SAĞLAYABİLİR”

Ulaşım, yemek, ödül veya çocuklara yönelik çeşitli uygulamalar, mevcut farklı dijital ödeme çözümlerine örnekler olarak gösterilmiş ve analizde, dijital paranın çevrim dışında da kullanılabilen yasal bir ödeme aracı olarak ödemelerde yeknesaklık sağlayabileceği vurgulanmıştır. Bu noktada önemli olan şey, dijital para kullanımının zorunlu olmaması ve kullanıcıların tercihlerine göre dijital para ile ödeme yapabilmesidir.

Analizde, dijital Türk lirasının temelini oluşturan teknolojilerin hızla geliştiği ve değiştiği göz önünde bulundurularak, dijital Türk lirasının geliştirilmesinde dinamik bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiği ve şu ifadeler yer almıştır:

“Hesaplama gücündeki sürekli artış, dağıtık defter teknolojilerindeki yenilikçi yaklaşımlar ve siber güvenlik alanındaki yeni problemler ve çözümler gibi birçok faktör, dijital Türk lirasının geleceğinde kritik öneme sahip olabilir. Dijital Türk lirasının kuantum bilişim dahil dinamik teknoloji ortamına uyum sağlayabilmesi için, AR-GE faaliyetlerinin tedavül sonrasında da devam etmesi beklenmektedir.”

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir