Hırsızın ısırığı kolundan ediyordu; vaka literatüre girmeye aday!

Dükkanına giren hırsızlardan birinin elini ısırması sonucu enfeksiyon kapan N.U.’nun (60) kolu, yaklaşık 90 saatlik hiperbarik oksijen tedavisiyle amputasyondan kurtarıldı. İnsan ısırığının yol açtığı bu nadir vaka, literatüre girmeye hazırlanıyor. Enfeksiyon yüzünden 15 gün hastanede tedavi gören ve yaklaşık 3,5 aylık hiperbarik oksijen tedavisiyle fizyoterapinin ardından sakat kalmaktan kıl payı kurtulan hastanın kendilerini de şaşırttığını kaydeden Doktor Yavuz Aslan, “Bizim için de ilk oldu, insan ısırığının ne kadar şiddetli tablolara yol açabileceğini görmüş olduk. Hastanın elini literatürde ilk defa gördüğümüz bir şekilde kurtarmış olduk, yayın haline getireceğiz ” dedi.

Üsküdar’da esnaflık yapan N. U. 1,5 yıl önce dükkanına giren yaşadığı arbede sırasında hırsızlardan biri tarafından ısırıldı. İki hırsızdan biri kaçarken, yakalamayı başardığı diğer hırsız ise, N.U.’nın sol elini ısırarak kaçtı.Yaşadığı olay sonrası ambulansla hastaneye götürülen talihsiz adama acil serviste pansumanları yapıldı ve herhangi bir kırık olmadığı için taburcu edildi. Ancak ertesi gün birdenbire şiddetli titreme ve ateş bulguları başlayınca tekrar hastaneye götürülmek zorunda kalınan hasta, Sultan 2. Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi enfeksiyon servisine yatırıldı. N.U. burada 15 gün yatarak yoğun enfeksiyon tedavisi gördü. Bu sırada elindeki yara ilerledi ve kolu dirseğine kadar iki katı hacme ulaştı. Kesilme aşamasına gelen kolu için hastanenin Deniz ve Sualtı Hekimliği bölümü devreye girdi ve N.U. acilen hiperbarik oksijen tedavisine alındı. Dr. Öğr. Üyesi Yavuz Aslan liderliğindeki ekip tarafından gerçekleştirilen ve ardından fizik tedavisiyle yaklaşık 3,5 ay süren çabalar sonucu N.U. kolsuz kalmaktan kurtarıldı.

Günlerce basınç tedavisine girdi 

Olayın kendilerini de çok şaşırttığını kaydeden Uzman Doktor Yavuz Aslan şu bilgileri verdi:

Hastanın sol elinde büyük bir iskemik, nekrotik zeminli, yani kanlanması bozulmuş, kötü bir yara olduğunu fark ettik. Birkaç gün içerisinde ön kolunda şiddetli bir ödem vardı bu dirseğe kadar yayılıyordu. Biz özellikle bu tarz yaralarda hiperbarik oksijen tedavisini ön planda tutuyoruz, enfeksiyon tedavisine yardımcı olması açısından. Hastaya günde 1 seans olacak şekilde 2 saat süren hiperbarik oksijen tedavisini planladık. Yara pansumanlarına geçtik yaklaşık 1 hafta sonra yara debride edebileceğimiz yani temizleyebileceğimiz pozisyona geldi. Yara temizliğini yaptık nekrotik dokuları kaldırdık, tendonları açığa çıkmıştı, buraya özel kolajen maddeler koyduk. Yaklaşık 1,5-2 aylık süreçte hastanın yarası tamamen iyileşti. El fonksiyonlarını kullanabilir hale geldi. Hastanın elini ve ön kolunu ampitasyondan yani kesilmekten kurtardık. Daha sonra da el hareketlerinin tamamen yerine gelmesi için fizik tedavi bölümüne yönlendirdik.”

“Bizim için de şaşırtıcı oldu, literatüre girecek” 

Uzman Doktor Aslan, meslek hayatı boyunca insan ısırığına dair hiçbir vakayı tedavi etmediğini, vakanın kendilerini de şaşırttığını anlattı. İnsan ağız florasında bulunan bakterilerin normalde bir soruna yol açmadığını ama cilt altı dokuya girdiğinde şiddetli tablolara yol açabileceğini söyleyen Aslan sözlerini şöyle noktaladı:

İnsan ağız florasında bulunan bakteriler vardır Eikenella veya Kingella cinsi. Bizim aldığımız örneklerde de bu tür bakteriler üremişti. Şiddetli bir ödem yaparak ve lenf akımını tıkayarak kuvvetli bir ödeme neden oluyorlar. Bu da dolaşımı bozuyor, yaranın iyileşmesini geciktiriyor. El hacmi yaklaşık 1,5 – 2 kat artmıştı; özellikle el bileğinden dirseğe kadar olan bölümde. Apseyi anbiyotiklerin temizlemesi çok zor. Oraya cerrahi bir temizleme işleminin yapılması gerekiyor. Hiperbarik oksijen tedavisinin çok şiddetli bir ödem çözücü etkisi vardır. Hiperbarikle eş zamanlı olarak yaraya cerrahi temizleme işleminin yapılması gerekiyor. 1-1,5 aylık süreçte iyileştirerek ampütasyondan kurtardık. İnsan ısırığına dair bir vaka tedaviş etmemiştik. Bu bizim için ilk oldu. İnsan ısırığının ne kadar şiddetli bir yara yaptığuını görmüş olduk. Hastanın elini literatürde ilk defa gördüğümüz bir yara şeklinde ampütasyondan kurtarmış olduk. Literatürde insan ısırığına bağlı yaralar var ama daha ufak yaralar; ampütasyona giden yaralar var ama kurtarılamamış. Biz burada hiperbarik oksijen tedavisini de uygun aşamada eklediğimiz için hastanın eli ampütasyondan kurtuldu. 35-40 seansa yakın hiperbariğe girdi, yara kapandıktan sonra 5 seans daha devam ettik. Bunu bir makale olarak yayınlama aşamasındayız. Özellikle dişlerin cilt altına temas ettiği ve derin yara açtığı durumlarda dişlerde normalde herhangi bir sıkıntıya yol açmayan patojen mikroplar, insan derisinin altına girdiğinde enfeksiyon yaratıp ciddi sonuçlara neden olabiliyor.

“60 yaşındayım ilk kez duyuyorum” 

Hasta N. U. ise hırsızların hala yakalanamadığını, olaydan bir süre sonra dükkanının ikinci kez soyulduğunu anlatarak yaşadıklarını şu cümlelerle ifade etti:

Hırsızları yakaladım, iki kişiydiler. Birini yakaladım diğeri de kendini kurtarmak için tekmeyle arkadan bana vuruyordu. Benim yakaladığım kişi elimi ısırdı. Elimi ısırınca kolumda güç kaybı oluştu. Elimdeki ısırıktan ötürü acı duyduğum için ambulans çağırdım. Gece saat 04.00’te ateş ve rahatsızlık hissettim. Tekrar geldim enfeksiyon olduğunu söylediler. Hastaneye yatırdılar hastanede 15 gün enfeksiyon servisinde uzun bir tedavi gördüm. Isıran kişide çok yoğun bir bakteri varmış, 3 ay boyunca da gördüğüm yoğun hiperbarik tedavi ve fizyoterapi tedavisi sonucu elim kurtuldu. 60 yaşındayım, ilk defa insan ısırığının böyle bir şeye yol açabildiğini burada öğrendim. Bu olaydan sonra dükkanım yağma edildi. Dükkanın kasasını bile götürdüler. Koruyucu kapıyı sökmüş götürmüşler.” (DHA)

 

 

 
 
 
 

 
 
 
 
 
 
 

Related Posts

Yağ yakımında yeni trend 12-3-30 kuralı, bilimsel olarak da kanıtlandı: Kendisi yavaş, etkisi hızlı

Yavaş bir tempoda yapılan bir yürüyüşün, yağ yakımı üzerindeki etkisinin nasıl “hızlı” olabileceği sorusu nihayet bilimsel bir yanıt buldu. Sosyal medyada milyonlarca kişinin uyguladığı “12-3-30” kuralı, yapılan yeni bir araştırmayla etkinliğini kanıtladı.

Uzmanından uyarı: Sıcak havalarda bu içecekleri tüketmeyin

İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Diyetisyen Neşe Orhan, sıcak yaz aylarında beslenme sıvı alımına dikkat edilmesi gerektiğini belirtti. Diyetisyen Orhan: “Bu sıcak havalarda 10-12 bardağın üzerinde su tüketilmesini istiyoruz. Her sıvı da su değildir. Asitli ve kafeinli içecekler ile çay gibi sıvılar aksine vücudumuzdan daha fazla su attırıyor ve tehlike yaratıyor. Bu tür içecekler yerine ayran veya taze sıkılmış meyve sularını tercih edebiliriz” dedi.

Tıbbi kenevir teklifi yasalaştı: Süreç nasıl işleyecek?

Tıbbi kenevir teklifi yasalaştı: Süreç nasıl işleyecek?

Uzmanlardan sıcak havalarda artan ‘Salmonella’ bakterisi uyarısı

Medipol Bahçelievler Hastanesi’nden Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Kübra Dilan Öztürk, sıcaklık artışıyla çoğalan Samonella bakterisi tehlikesine karşı gıda güvenliği ve hijyen kurallarının önemini aktardı.

Uykusuzluk mu, uyku eksikliği mi?

Uykusuzluk ve uyku eksikliği aynı şey değildir. Yatakta dönüp durmak da, hiç yatmamak da bedeni aynı ölçüde tüketir. 50 yaş üstünde uykunun süresi kadar kalitesi de düşüyor. Uyandığınızda yorgunsanız, uyuyor olmanız yetmez. Hâlâ uykusuzsunuzdur.

Bayram sofralarında sağlıklı kalmanın ipuçları

Kurban Bayramı’nda artan et ve tatlı tüketimi, kalp, diyabet ve böbrek hastaları ile yaşlılar için sağlık riskleri oluşturduğunu söyleyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Ceren Kaplan, bayram keyfini çıkarırken sağlığı korumanın püf noktalarını anlattı.