Doğru reçeteyle iyileşme 2024 ikinci yarıda başlar

Nurdoğan A. ERGÜN – Hamide HANGÜL – Mehmet H. GÜLEL – Başak Nur GÖKÇAM

Ekonomik, siyasi ve sosyal anlamda hareketli geçen 2023’te dünya genelinde yaşanan daralmadan payına düşeni fazlasıyla alan Türkiye, 6 Şubat depremleriyle de derinden sarsıldı.

Binlerce can kaybının yanında ekonomik anlamda da kan kaybeden Türkiye’de tekstil, hazır giyim ve konfeksiyon, çelik gibi 12 sektör ihracatta yüzde 15’leri aşan kayıplar yaşadı. İş dünyasının ana gündem maddelerinden birini finansmana erişim sorunu oluştururken, bu nedenle birçok sektörde yatırımlar durma noktasına geldi. Nitelikli işgücünün hemen her sektörde krize dönüştüğü Türkiye’de bazı sektörler işçi bulamadığı için kapasite düşürmek zorunda kaldı. Yeni ekonomi yönetiminin attığı adımlar ‘olumlu’ bulunsa da birçok iş insanı 2024’te ‘farklı çözümler’ de bekliyor.

Sıkılaşma politikası ve yerel seçimlerin de etkisiyle 2024’ün ilk yarısının zor geçeceği öngörülürken iş dünyasının, yılın ikinci yarısında ‘iyileşme umudu’ var. Türkiye ekonomisinin yapı taşını oluşturan sektörlerin temsilcileri, 2024 yol haritalarını ve beklentilerini DÜNYA’ya değerlendirdi. Yazı dizimize demir-çelik ve demir dışı metaller sektörüyle başlıyoruz.

“Çelikte ihracat düştü, ithalat arttı”

Türk çelik sektöründe 2022’de başlayan üretimdeki gerilemenin 2023 yılının ilk yarısına kadar devam ettiğini belirten Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan, 3.çeyrekte 6 milyon ton civarında yeni kapasitelerin devreye girdiğini anlattı.

Yayan, “Buna karşılık 2023 yılının ilk 11 ayında, ham çelik üretimimizin bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 6,1 azalışla, 32,5 milyon tondan 30,5 milyon tona, yılın ilk 10 ayında toplam çelik ürünleri ihracatımız yüzde 36,4 azalışla 13,4 milyon tondan, 8,5 milyon tona düştü, ithalatta ise yüzde 18,8 oranında artış yaşandı. İhracat azalır iken, ithalatın artıyor olması, tüketimde yaşanan yüzde 17 oranındaki artışın ülkemizde yüzde 50’ye yaklaşan atıl kapasiteye rağmen, yurtdışına transfer edildiğini gösteriyor.

2024 yılında enerji girdi maliyetlerinin makul seviyeleri koruması, damping ve devlet destekli ürün ithalatına yönelik koruma tedbirlerinin uygulamaya aktarılması ve Dahilde İşleme Rejimi uygulamasının yurtiçi tedarike öncelik verecek çerçeveye oturtulması ile birlikte, kapasite kullanım oranlarının artması ve sektörün 2021 yılındaki 40,4 milyon tonluk üretim seviyesini geride bırakıp, 2022 yılındaki 15,2 milyon tonluk ihracat seviyesine ulaşıp, Türkiye’nin cari işlemler dengesine net katkı sağlayacak konuma ulaşması bekleniyor” dedi.

“Dampingli ithalata önlem bekliyoruz”

Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Aslan, “Çelik sektörü olarak tüm olumsuzluklara göğüs gererek ihracatımızı canlı tutmak için dur durak demeden çalıştık. Bu doğrultuda Birlik olarak sektörümüzün küresel düzeyde sürdürülebilir bir rekabet gücü elde etmesi için faaliyetlerimizi artırdık.

2024 yılında da sektörümüzün pazar payını arttıracak proje ve çalışmalar içinde olacağız. Sektörümüzün üzerinde baskı unsuru olmaya devam eden korumacılık önlemleri ile mücadelemizi sürdüreceğiz. Bizim de Türkiye olarak ciddi bir strateji belirleyip, gerekli düzenlemeleri bir an önce hayata geçirmemiz gerektiğine inanıyoruz.

Yerli üreticimizin rekabet edebilme şansının elinden alınmaması için dampingli ithalatın engellenmesine yönelik önlemlerin alınmasını talep ediyoruz. Bunlarla birlikte üretimde enerjiyi yoğun kullanan bir sektör olarak enerji maliyetlerinin üretim maliyetlerimiz içerisindeki payı çok yüksek bir yer tutuyor. İngiltere, Avrupa Birliği gibi birçok ülkede üreticiler, çelik üretiminde kullandıkları enerji için devletten destek alıyor. Biz de teşvik paketleriyle destek bekliyoruz” diye konuştu.

“Kurallar değişiyor, ayak uydurmalıyız”

İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, alüminyum, armatür, bakır, döküm, mutfak, hırdavat, metal ambalaj ve yapı malzemeleri olmak üzere 8 alt sektörün dışta ve içte birçok olumsuzluğun üstesinden gelmeye çalıştığı bir yıl geçirdiğini söyledi.

Tecdelioğlu, “Ticaretin kuralları hızla değişiyor, dünya dijitalleşiyor. Sektörümüzün bilgi ve teknoloji çağına ayak uydurması için Trade365 projemizi her geçen gün kuvvetlendirdik. İhracatçı firmalarımızın ürünlerine 7/24 ulaşım imkânı veren bu internet sitemizi gittiğimiz her fuar ve etkinlikte tanıtmaya devam ediyoruz. Katma değerli ihracatı artırmayı önemsiyoruz. Bunun için yüksek teknolojili ürünlerin önem kazandığı bu dönemde sektörümüzün bu ürünlere adaptasyonuna odaklanıyoruz.

Bir yandan da ileride önümüze engel olarak çıkmaması için sektördeki yeşil dönüşüme odaklanıyoruz. Yüksek teknolojili ürünlerin üretiminin Ar-Ge ve inovasyona bağlı olduğunun bilincindeyiz. Ayrıca, endüstriyel tasarımın katma değerli ihracatın en önemli anahtarlarından biri olduğunu unutmadan yol alıyoruz. 2024’te de sektöre itici güç oluşturacak yeni projelerin peşinden koşacağız. Sektör olarak; üretim, ihracat ve istihdamla ekonominin lokomotifi olmaya devam edeceğiz” dedi.

“Rekabet kabiliyeti için ilave destek şart”

Türkiye’deki iç pazar büyüklüğü 50 milyar TL’yi aşan armatür sektöründe 2023’ün içte dış pazarlara nispeten daha hareketli geçtiğini söyleyen ARMATÜR Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Turhan, “İnşaat sektörüne yönelik açıklanan destek paketleri iç pazarı olumlu etkilerken, uluslararası alanda yaşanan resesyon ihracat satış kanalındaki satışlarımızı olumsuz yönde etkiledi.

Ekonomide risk algısı, belirsizlik oranının yüksek olması ve finansal göstergelerin netleşmemesi nedeniyle, yatırım ve planlarımız maalesef olumsuz etkileniyor. 2023 yılında ortaya çıkan; ek maliyetler, asgari ücret artışları, Türk Lirası’nda yaşanan değer kaybı ve enflasyonun artması gibi etkenlerle biz sanayiciler de yatırım planlarını ertelemek zorunda kaldı. Risk ve hesaplamalarını yapmakta zorlanıyoruz. Bu da yatırım kararlarının ertelenmesine, istihdam, üretim ve ülke ekonomisindeki büyümenin zayıflamasına yol açıyor.

Tüm bu sebeplerden ötürü 2022’de 4 milyar doların üstünde bir ihracat gerçekleştiren sektörümüzün 2023’ü de ancak benzer rakamlarda tamamlayacağını söyleyebiliriz. 2024 de kolay geçmeyecek. Firmaların, rekabet kabiliyetlerini korumak için ilave desteklere, üretim, istihdam ve ihracat performanslarını yükseltecek unsurlara daha çok ihtiyaç duyacaklarını düşünüyoruz. Finansmana ulaşım konusunun 2024’te öncelikli madde olarak gündeme alınması gerekiyor” şeklinde konuştu.

“2024’te 7 milyar $ ihracat hedefliyoruz”

Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TUSİD) Başkanı Bekir Topuz, “İhracatının yüzde 56’sını AB ülkeleri ve İngiltere’ye gerçekleştiren endüstriyel mutfak sektörü, bu pazarlardaki resesyonun etkisini azaltmak için başta ABD olmak üzere uzak pazarlara olan konsantrasyonunu artırdı. ABD’nin endüstriyel mutfak da dâhil genel mutfak sektöründe altıncı büyük pazarımız haline gelmiş olması bu çabaların en somut kanıtı.

Kilogram başına birim fiyatlarımızı, 2022 yılında 4,17 dolara, 2023 yılında 4,54 dolara çıkarmayı başardık. Bu verilerdeki istikrarlı artış endüstriyel mutfak sektörünün her geçen yıl, daha fazla katma değeri yüksek ürün üreterek ihraç ediyor olmasının bir yansıması. Endüstriyel mutfak sektörü olarak 2023 yılında 4,4 milyar dolar dış ticaret fazlası vereceğimizi öngörüyoruz. 2024 yılanda da Avrupa pazarındaki hâkimiyetimizi koruyarak, ABD ve diğer uzak pazarlara ulaşmayı hedefleyen sektörümüz, 2024 yılında ihracatta 7 milyar dolara ulaşmayı amaçlıyor” açıklamasını yaptı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir