-
Haber7-ÖZEL
ABD merkezli düşünce kuruluşu Atlantic Council’de Türkiye ilgili dikkat çeken bir yazı kaleme alındı. “Batı Türkiye’nin Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden yükselen bir ‘Orta güce’ dönüşmesinden ders çıkarmalı” başlıklı yazıda, Türkiye’nin küçük bir devletten yükselen ‘Orta güce’ sahip çok önemli bölgesel ve küresel bir güç olduğu vurgulandı. Yazıda, Batı’nın Türkiye’nin son yıllardaki yükselişinden ders çıkarması gerektiğine vurgu yapıldı.
DÜNYANIN ACİL SORUNLARINDA ÖN SAFLARDA YER ALIYOR
Atlantic Council‘de yer alan yazıda a Rus Çarı I. Nicholas, Osmanlı İmparatorluğu’nu “Avrupa’nın hasta adamı” olarak nitelendirdiği ancak Osmanlı’nın küllerinden doğan Türkiye’nin bir asırdan kısa bir sürede küçük bir devletten, yükselen bir “orta güce” ve önemli bir bölgesel ve küresel oyuncuya dönüştüğü belirtildi.
Mevcut durumda Türkiye’nin NATO‘nun en büyük 2. ordusuna sahip olduğu ve dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri olduğunun altı çizilen yazıda, “dünyanın en büyük 12. silah ihracatçısı, imalat çıktısı açısından en büyük 12. ülkesi konumunda ve diğer tüm ülkelerden daha fazla mülteciye ev sahipliği yapıyor. Dünyanın en acil sorunlarının birçoğunun çözümünde ön saflarda yer alıyor.” denildi.
TÜRKİYE BAĞIMSIZ YOL İZLİYOR
Türkiye’nin dünya üzerinden bağımsız bir yol izleyen yükselen orta güçlerden biri olduğu belirtilen analizde, “Küresel sahnedeki -özellikle askerî alandaki- hamleleri, küresel güç dengesinin, büyük güçlerin rekabetinin ötesinde çok daha fazla unsur tarafından belirlendiğini gösteriyor. Bu hamleler Batı’ya gelişmekte olan ülkelerin uluslararası ilişkilerin gidişatını şekillendirdiğini ve etkilemeye devam edeceğini hatırlatıyor.” ifadeleri kullanıldı.
Türkiye’nin 2002 yılında AK Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte etki alanının genişlediği ve dış politikada bağımsızlık dönüşümü yaşadığı vurgulanırken, Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve Yugoslavya’nın dağılmasının ardından Bosna Hersek, Arnavutluk ve Kosova gibi ülkeleri desteklediği Kosova‘nın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkeler arasında yer aldığı belirtildi.
ARAP BAHARI SONRASI ARTAN TEHDİTLERE SERT GÜÇ UYGULADI
Türkiye’nin tarihsel ve kültürel bağlar nedeniyle Ortadoğu’da merkezi bir ülke olduğunu yazan Atlantic Council, “Arap Baharı ve Suriye iç savaşının başlamasının ardından Türkiye, yakın çevresinde artan tehditlere karşı daha iddialı bir dış politikaya yönelmiş, sınırları ötesinde sert güç ve askerini kullanmaya başlamıştır.” notunu düştü.
Son 10 yıl içerisinde Türkiye’nin Somali, Libya, Etiyopya, Nijer ve Togo ile ortaklaşa asker eğitim ve askerî programlar geliştirilmesi konusunda anlaşmalar yaptığının altı çizilirken Türkiye’nin sınır dışında terör örgütü PKK’ya yönelik düzenlediği askeri operasyonlara dikkat çekildi.
BARIŞI KORUMAYA KATKI SAĞLADI
Yazıda Türkiye’nin dünya barışını korumak için verdiği katkılara da değinildi. ABD’li düşünce kuruluşu, Türkiye, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve NATO programları kapsamında barışı koruma birliklerine katkıda bulunduğunu ve askerî varlık tesis ettiğini belirtti.
“ENERJİ BAĞIMSIZLIĞI ORTA GÜCE DÖNÜŞMESİNDE ROL OYNADI”
Türkiye’nin dış politikadaki bağımsızlığını inceleyen Atlantic Council, Türkiye’nin dünyadaki diplomatik varlığının artmasına ve enerji bağımsızlığı yolunda attığı adımların ülkenin küçük bir devletten yükselen bir orta güce dönüşmesinde de rol oynadığını yazdı.
Durumu örneklendiren Atlantic Council “silah üretimini (özellikle insansız hava araçlarının) artırarak Türkiye, silah ihracatında ve dolayısıyla küresel savunma ekosisteminde önemli bir oyuncu oldu. Türkiye’nin orta güç statüsüne yükselişi, aynı zamanda, Karadeniz Tahıl Girişimi gibi çatışan taraflar arasındaki ara buluculuk çabalarında öncü bir rol oynama isteğinde ve dünya çapındaki insani diplomasi çabalarında görülebilir. Bunun en iyi örneği, sağladığı yüksek düzeydeki insani yardım (gayrisafi yurt içi hasılaya oranla) açısından bakıldığında, dünya genelinde en fazla bağış yapan ülkedir ve diğer ülkelerden daha fazla mülteciye ev sahipliği yapmaktadır” ifadelerini kullandı.
“BATI’NIN TÜRKİYE’NİN GÜCÜNÜ KABULLENMESİ İYİ OLACAKTIR”
Yazının son bölümünde ise Türkiye’nin 100. yılında geldiği noktanın Batı ülkeleri tarafından kabullenilmesi gerektiğine vurgu yapıldı. Konuya ilişkin bölümde “Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıl dönümünde Batı’nın, Türkiye’nin “giderek nüfuz sahibi, kendine güvenen ve bağımsız” bir grup orta güç ülke arasında nasıl öncü hâle geldiğini kabul etmesi akıllıca olacaktır. Eğer Batı, orta güçlerin küresel sahnede nüfuzunun arttığı bu yeni dönemle rekabet edecekse, bu ülkelerin ihtiyaç ve kaygılarını, özellikle de Türkiye gibi yakın bir ortağın ve NATO müttefikinin istek ve önceliklerini dikkate almalıdır.” denildi.